BÜYÜKŞEHİR ALIM DESTEĞİNİ SÜRDÜRÜYOR
Bereketli toprakları ile tarımsal üretimde öncü bir kent olan Aydın’da çiftçilerle dayanışma içinde olan Aydın Büyükşehir Belediyesi, mahsulü tarlada kalma riski ile karşı karşıya olan çiftçilere alım desteğini sürdürüyor. Önceki yıllarda pek çok üründe yapılan alım desteği, çiftçinin yüzünü güldürmüş ve üretimde devam etmesini sağlamıştı. Ekonomide yaşanan zorluklar ile birlikte tüketicinin alım gücündeki düşüş, artan girdi maliyetleri ve benzer birçok neden üreticileri zorda bırakıyor.
Çiftçilerin bu süreçlerden yara almadan çıkmaları ve emeklerinin toprakta kalmaması için Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin alım desteğinde bulunacağını belirten Başkan Özlem Çerçioğlu, önceki yıllarda farklı ürünlerde yapılan bu desteği marul üreticiliği yapan kadın girişimci Gülcan Altıner ile sürdürdü. Tarlada kalma riski ile karşı karşıya olan ürünleri alan Büyükşehir Belediyesi, bu ürünleri Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nca belirlenen ihtiyaç sahibi ailelere ücretsiz olarak dağıttı.
Başkan Çerçioğlu: Aydın Büyükşehir Belediyesi üreticimizin tarlada kalan ürününe her zaman alıcıdır.
Çiftçinin desteklenmesi ve daha fazla üretmeye teşvik edilmesi gerektiğini belirten Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanı Özlem Çerçioğlu, “Vatandaşlarımızın sağlıklı ve ekonomik gıdaya ulaşması için çiftçimizin üretmesi gerekiyor. Ancak girdi maliyetleri artıyor ve alım gücü düşüyor. Hem çiftçi mağdur hem vatandaşlarımız. Buna bir an önce çare olunmalıdır. Biz daima çiftçimizin yanındayız. Aydın Büyükşehir Belediyesi üreticimizin tarlada kalan ürününe her zaman alıcıdır.” şeklinde konuştu.
“Topuklu Efemiz bir başka”
Büyükşehir Belediyesi’nin önceki yıllarda zorda kalan çiftçiden yaptığı destek alımlarını duyduklarını ve Topuklu Efe’nin kendilerini de geri çevirmeyeceğine inanarak başvuru yaptıklarını belirten marul üreticiliği yapan çiftçi Gülcan Altıner, “Daha önceki yıllarda Özlem Hanımın portakal ve patates üreticilerinin zorlandığı yerlerde yardımcı olduğunu duymuştum. Eşimle konuştuk, söylesek bize de yardımcı olur mu diye. Sonra Büyükşehir’i aradık, onlarda bir çalışma yaptılar ve tabi ki dediler. Bu mahsulümüz tarlada kalsaydı tamamen zarardaydık. Özlem Hanıma gerçekten çok teşekkür ediyorum. İlettiğimde geri dönüşün olumlu olacağına inanıyordum. Defalarca çiftçiye yardımcı olduğunu duyduk. Bunları da ihtiyaç sahiplerine dağıtıyormuş o ayrı bir güzellik, sayesinde biz de buna vesile olduk. Her zaman halkın yanında çiftçinin yanında olduğunu bilmek gerçekte çok güzel, Özlem Çerçioğlu’na teşekkür ederim, Topuklu Efemiz bir başka” dedi.
“Bu mahsule güvenerek nasıl yatırım yapabilirim.”
Çiftçilerin artan maliyetlerden ve plansız üretim sürecinden dolayı mağdur olduklarını ifade eden Gülcan Altıner, “Her aldığımızın maliyet hesabı yapılıyor. Fidandan tutun, gübresi ve ilacına kadar zam geldi, dolar arttı diye üzerine ekleme yapılıyor. Çiftçide ise böyle bir durum söz konusu değil, çiftçinin malında sabit fiyat politikası uygulamıyoruz. 4 liraya satıldığı da oluyor 3 liraya da oluyor biz bunu istemiyoruz, sabit olsun. Bir yatırım yapmam gerekiyor. Bu mahsule güvenerek nasıl yatırım yapabilirim. Önümüzü görerek yapabileceğimiz bir durum söz konusu değil. Planlı dikim olmadığı müddetçe bu sorunla karşı karşıya geleceğiz.
“Cesaretim kırılıyor, aynı şeyi tekrar yaşarsam ne olacak.”
Çiftçilerin artık üretim cesaretinin kırılmaya başlandığı ve maliyetlerin 2-3 kat arttığının altını çizen Altıner, “Bu tarlayı 45 bin liraya mal ettim ama maliyet hesaplarımızı yaptık önümüzdeki sezonda başladığımızda 110 bin liraya mal olacak. Gübre, mazot, fidan, ilaç fiyatları çok fazla arttı. Cesaretim kırılıyor, aynı şeyi tekrar yaşarsam ne olacak. Özlem Hanım bugün bu ürünleri benden almasaydı bu alan toprağa gömülecekti. Çünkü vakti geldi bir haftalık ömrü var. Bir hafta içinde toplanmasaydı buranın işi bitiyor. Patlama, sararma ve bozulma oluyor.” dedi.
“Önümüzü göremiyoruz, küçülmeye gitmeye başladık.”
Artan girdi maliyetlerinden dolayı önlerini göremediklerini ve gelecek dönemde daha az ekim yapacaklarını ifade eden Altıner şunları söyledi; “Bir ay önce 230 lira olan üre gübresi şuan 720 liralarda üç katı artışa geçmiş, maliyet ve girdiler şuan çok yüksek. Fiyatlar yüksek olduğundan dolayı ne kadar dayanılır ve devam edilir… Bizler büyümekteyken küçülmeye gitmeye başladık. Geçen yıl 150-200 dönüm arazi işlerken bu sene planlamalarımızda 60 dönüme kadar düşmüş durumdayız. Çünkü önümüzü göremiyoruz. Şuan üre gübresi 720 liram ama burada sabit mi kalacak, hayır her uyandığımızda fiyat daha da yükseliyor. Bizde neye göre yol alıp, dikim yapabileceğimiz bilemiyoruz.”
Tarım işçilerinin ücretleri düşük kalıyor
Geleneksel olarak her hasattan sonra yeni tarlaya başlarken işçilere ekstra bir ücret verdiklerini ancak artık bunu da ödeyemeyecek durumda olduklarına değinen Altıner, “Önceden her tarla bitiminde onlara yevmiyelerinden ayrı olarak biner lira para veriyorduk. Beraber çalışıp beraber emek veriyoruz, böyle bir düzenlememiz vardı. Şu anda bunu yapabilme gücümüz yok. Şu anda yevmiyeleri 100-110 lira, yeterli mi kesinlikle yeterli değil. Bir şeker aldım tuz aldım masraf gördüm bitti diyorlar. Onlara da üzülüyoruz hakları bu değil.” ifadelerini kullandı.
Pazarda alım gücü düştü
Alım gücünde yaşanan düşüşün pazara yandığını ve pazarcı esnafının artık daha az ürün tedarik ettiğini belirten Altıner, “Pazarcıların artık daha Pazarcılarla konuşuyoruz, 60 kasa alan pazarcı 20 kasa alıyor. ‘Neden bu şekilde diyoruz’ insanların alım gücü düştüğünden dolayı tüketim çok az diyorlar. Herkes kısıtlı harcama yapıyor. Mesela karnabahar, enginar, salatalık işi yapan arkadaşlarımız var. Çiftçi arkadaşlarımızla konuşuyoruz, her yerde şuan aynı. Büyükşehir’e ilettik, marullarımızı alıp bize destek olacaklar dediğimizde “bizimkini de alıversin” diyorlar. Bütün çiftçi arkadaşlarım aynı şekilde şu anda.” şeklinde konuştu.