CHP KUŞADASI’NDAN EĞİTİM SİSTEMİNE ELEŞTİRİ: “SORUNLAR GÖRMEZDEN GELİNMEKTEDİR”

Basın açıklamasına CHP Kuşadası İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek, CHP Kuşadası Kadın Kolları Başkanı Nilgün Köksal Yeşilçimen, CHP Kuşadası Gençlik Kolları Başkanı Eren Erdem, Kuşadası Belediye Meclis üyeleri, parti yöneticileri ve çok sayıda partili katıldı. Kuşadası CHP İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek’in okuduğu basın açıklamasından satır başları ise şöyle;
“24 saat boyunca, yüze yakın konuk ile eğitim gündemini konuştuk. Akademisyenler, uzmanlar, sendika yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, genel başkan yardımcılarımız ve milletvekillerimizin katılımıyla gerçekleşen Eğitim Maratonu'muzun açılışını Genel Başkanımız Özgür Özel yaptı.
İlk çıktı olarak diyebiliriz ki, eğitim konuşmak için ne 24 saat ne de 48 saat yeterli değil. Çünkü eğitim sistemimiz maalesef bugün ne çağdaş, ne laik, ne bilimsel ne de kamusal bir hizmet anlayışına sahip. Eğitimin bileşenleri olan; öğrenciler, öğretmenler, veliler, yöneticiler, hizmetliler, sendikalar, stklar ve niceleri, eğitimin birçok farklı başlığından ve okul ortamında yaşananlardan, eksikliklerden muzdarip durumda. 
"SORUN VE SIKINTILAR GÖRMEZDEN GELİNMEKTEDİR"
AKP iktidarı, bilerek ve isteyerek, kasti bir biçimde ülkemizde eğitimi baltalamıştır. Liyakatsiz atamalarla, eğitim sistemimizin niteliği yerle bir edilmiştir. Eğitim dinselleştirilmiş, piyasalaştırılmıştır. Köy okulları ve yatılı okullar kapatılmış, çocuklarımız kilometrelerce uzaklardaki okullara, taşımalı eğitime mecbur edilmiştir. Deprem bölgelerindeki çocuklarımız hala birleştirilmiş okullarda eğitim görmeye, 20 metrekarelik konteynerlerde ailecek yaşamaya devam etmektedir. Bugün ülkemizin gençliği sınavlarda her yıl daha düşük ortalama yapmaktadır. Uluslararası ölçme değerlendirme sonuçlarına göre 2002 öncesine göre geriye gidilmiştir. 81 ülke ve bölgede 15 yaşındaki gençlerin okuma, matematik ve fen bilimi seviyelerinin değerlendirildiği 2022 PISA araştırmasında Türkiye matematikte 39, fende 34, okumada 36'ncı sırada yer almıştır. Eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe her geçen yıl düşürülmüştür. Bunun karşılığında iktidar, ÇEDESprojesiyle çocuklarımıza camide bowling oynatma, maket mezarlarda ağıt yaktırma gibi pedagojik olmayan işler yaptırmaktadır. İktidar, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli gibi çağdışı ve laiklik karşıtı uygulamalar ile uğraşmakta, gerçek sorun ve sıkıntıları görmezden gelmektedir.
"ÖĞRETMENLERİMİZ ŞİDDET GÖRMEKTE VE ÖLDÜRÜLMEKTEDİR"
Sayın Milli Eğitim Bakanı'nın iddialarının aksine, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne bilimsel verilerle karşı çıkmaktayız. Çünkü bu program; ihtiyaç analizi yapılmadan hazırlanmıştır, eğitim programları geliştirme ilkelerine ve akademik etik kurallarına uygun değildir. Programın tartışılması için ye
terli süre verilmemiş, geri dönüşler için doğru araçlar tanımlanmamıştır. Program çerçevesinde hazırlanacak ders içerikleri ve materyallerinin geliştirilmesi için yeterli süre verilmemiştir ve program gerekli pilot çalışmalar yapılmadan uygulamaya konmak istenmektedir. Ayrıca bu program, kamu yönetiminde ilke, ciddiyet ve israfı önleme açısından son derece kötü bir örnektir. İktidarın, kindar ve dindar nesil yetiştirme idealiyle başlattığı bu süreç, makbul ve itaatkar nesil yetiştirme istemiyle sürdürülmektedir. 
Bunun karşısında partimiz, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli için Danıştay'a iptal ve yürütmeyi durdurma davası açmıştır. 2002 yılında 68 bin olan atanmamış öğretmen sayısı AKP iktidarında 1 milyona yükseltilmiştir. Öğretmenlerimiz okullarda şiddet görmekte, öldürülmektedir. 
"ÜNİVERSİTELERİMİZ TEKTİPLEŞTİRİLMİŞTİR"
Daha bir yıl önce eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in 'Her 100 öğrenciye 1 rehber öğretmen' vaadi yerine ÇEDES ile pedagojik formasyonu olmayan kişiler okullara sokulmuştur. Yine aynı bakanın "Uzman öğretmenler de artık 10 yıl değil, 5 yıl içerisinde bu sürece tabi olacaklar." vaadi unutulmuştur. KHK uygulamaları ile üniversitelerimizin demokratik işleyişine son verilmiş, özgür düşüncenin ve bilimsel üretimin yerleri olması gereken üniversitelerimiz tektipleştirilmiştir. 
Nitelikli öğretim görevlileri okullardan uzaklaştırılmış, öğrencilerin sosyal etkinlikleri dahi izne tabi tutulmuş ve engellenmiştir. Anayasa Mahkemesi CHP'nin başvurusu üzerine verdiği kararda, üniversite rektörlerinin Cumhurbaşkanı tarafından atanması kararını Anayasa'ya aykırı bulunmuştur. Üniversiteliler için yurt sorunu bir barınamama sorununa dönüşmüş, yoksulluk gençlerimizin üniversiteyi kazansa bile gidememesine sebep olmuştur. Yüksek Öğretim Kalite Kurulu'na göre 2015 ile 2022 arasında 2,3 milyon üniversite öğrencisi okulu bırakmak zorunda kalmıştır. Mesleki eğitim, Türkiye'nin eğitim gündeminin ana konularından biri olmaya devam etmektedir. MESEM'lerle çocuklarımız iş öğrenen değil, iş gören kişiler haline getirilmiştir. Çocuklarımız 4 gün işe 1 gün okula denerek okullardan uzaklaştırılmış, üzerine bir de yasal olmayan şekilde okul saati dışında ve hafta sonlarında ağır işlerde çalıştırılmıştır. 
"9 ÇOCUK İŞ CİNAYETLERİNDE HAYATINI KAYBETMİŞTİR"
Yoksul halkın çocukları için tek seçenek haline gelen MESEM'lerde birçok çocuğumuz fiziksel ve ruhsal sorunlarla baş başa bırakılmıştır. Çocuklarımız buralarda uğradıkları iş kazalarında yaralanmaya ve ölmeye devam etmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin araştırmasına göre ise 2013-2022 yılları arasında toplamda 616 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Alperen, Erol, Murat, Arda, Ömer, Ulaş, Zekai, Yiğit. Son bir yılda MESEM'lerde 336 öğrenci çıraklık yaptırılırken iş kazası geçirmiş, 9 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve sorumlu Bakanlarının, ekonomi bilimini göz ardı eden siyasal tercihleri ile Türkiye, büyük bir ekonomik kriz ile karşı karşıya gelmiştir. Derin bir yoksullukla mücadele eden halkımız, çocuğunun beslenme çantasına bir yumurta bile koyamaz hale gelmiştir. Mahmut Özer'in 2022- 2023 Eğitim Öğretim yılının ikinci döneminde başlattığı okul öncesinde ücretsiz yemek uygulaması, bir yıl bile sürmeden, 2023- 2024 Eğitim Öğretim yılında, yeni bakan Yusuf Tekin tarafından iptal edilmiştir. 
"MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Oysa, bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su ihtiyacı çocukların sağlıklı gelişimi için hayati derece önem taşımaktadır. TÜİK 2022 verilerine göre üç çocuktan biri ciddi maddi yoksulluk ve yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıyadır. Yetersiz beslenme, çocukların fiziksel gelişimini, okul için hazır bulunuşluğunu, akademik başarısını ve okula devamını da etkilemektedir. Fakat iktidar bunu görmezden gelmeye devam etmektedir.
En başta söylediğimiz gibi, eğitim sitemimizin sorunları anlatmakla bitmeyecek hale gelmiştir. 22 yıllık AKP iktidarının eğitim sistemimizde yarattığı tahribatı gerek sokaklarda gerek Meclis'te gerek yargı yoluyla, olduğumuz her yerde dile getirmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz.”