Sondan başlayalım…
18 Aralık paylaşım;
Her şey çok güzel olacak,
Sevgi tekrar kazanacak…
İsim isim yemeğe katılanları
Yazmayacağım zaten görüyorsunuz…
Partide çeşitli dönemlerde
Görev almış marka değeri olan isimler…
Aynı gün Barış Altıntaş’ın paylaşımı;
19 Şubat’ta yine bir paylaşım;
Toplu yemek…
Yeni bir Salı’da dostlarla;
Her şey çok güzel olacak,
Sevgi kazanacak…
Yine aynı gün,
Bu fotoğrafa Barış Altıntaş
Cevap vermiş;
Şu karşılıklı atışmalar;
Aydın’da CHP’nin durumunu gösteren
İbretlik paylaşımlardır…
30 civarı partili ayın
Belirli günlerinde toplanıyor,
Partinin dertleriyle dertleniyor,
Sohbetler ediliyor…
Eleştiri var, çekiştirme var,
Kızgınlık var,
Ama hainlik yok…
Bu fotoğraftaki adamları kessen,
Boğazına bıçak dayasan,
Başka bir partiye oy veremezler…
Bu insanların ortak noktası;
Ne il, ne ilçe yönetiminde
Görev almamasıdır.
Bir iki istisna hariç…
Mahalle delegeliğine bile yazılmasına
Korkulan insanlardır,
Birçoğu mahalle delegesi bile değildir…
İnsanlar oturmuş keyifli keyifli
Yemek yiyor ve
Paylaşım yapıyorlar;
Sevgi Kazanacak…
Oradan Barış Altıntaş çıkıyor;
Nah sevgi kazanacak diyor…
Motivasyonu nedir?
Nasıl bir kibirle
Böyle bir paylaşım yapıyor…
Bu paylaşıma;
Kimler aferin iyi yaptın diyor,
Bilemiyorum…
Ama bildiğim şudur;
Partinin Aydın’daki hemen hemen
Son demokrasi şöleni olan,
Mehmet Şık – Barış Altıntaş yarışmasında;
Bu masada oturan adamların
Yarısından fazlası
Barış Altıntaş’a oy verdi…
Partide herkesin kendini
Yakın hissettiği vekiller,
Eski vekiller,
Parti büyükleri vardır…
O masada da bu tanıma uyan
Birçok partili vardır…
Ama hepsinin ortak noktası;
Sandık önlerine geldiğinde,
6 okun böğrüne
Mührü çakarlar…
O halde nedir bu düşmanlık…
O halde nedir bu kin…
O halde nedir bu kibir…
Hep söylüyoruz;
Partiyi kabak gibi ikiye böldünüz,
Partinin yarısını yok saydınız,
Partilinin yarısına AKP’li muamelesi yaptınız…
Partinin yarısının çocuklarına;
Akla hayale gelmeyecek
Mobbingler yaptınız…
Partiyi küçülttünüz,
Belediye çalışanı ağırlıklı
Kurşun askerlerle
İli, ilçeyi donattınız…
Gak diyene disiplin,
Guk diyene sopayı gösterdiniz…
Düşünebiliyor musunuz?
Şu anda partinin
Örgütten sorumlu başkan yardımcısı kim?
Ozan Çavuşoğlu…
Biz 2009’da ilk göreve geldiğimizde;
Barış güvercini gibi
Elinde bilgisayar kasalarıyla
Taklalar atıyordu,
Göze girmek için…
Sonrasında Allah vergisi,
Akıllı adammış…
Işık hızıyla çıktı merdivenleri…
Hatta bu merdivenleri çıkarken;
Tekeler köyünde amirinin ayakkabılarını
“Sen eğilme ben bağlarım” demişliği bile var…
Özel bir yetenek yani…
İşte bu özel yetenek yönetiyor partiyi…
Talimatı El Patron’dan alıyor
Ve harfiyen uyguluyor…
Sayın İl Başkanı Hikmet Saatçi ve
Sayın İlçe Başkanı Vasıf Süha Bayırlı;
Aydın’ı ve Efeler’i
Kendilerinin yönettiğini sanıyorlar…
Sonra da 30 kişi yemek yerken
Sevgi kazanacak diyor;
Barış Altıntaş hadi oradan diyor,
Nah kazanır diyor,
Biz varken diyor…
Ölünceye kadar;
Oralarda kalacağını sanıyor
Bu arkadaşlar…
Dip dalgayı görmüyor
Bu arkadaşlar…
Modayla klasik arasındaki farkı
Bilmiyor bu arkadaşlar…
Moda gelir geçer arkadaşlar;
Klasik kalıcıdır…
Biz gençken İspanyol paça modaydı,
Aslanlar gibi diktirir giyerdik,
Şimdi giysek gülerler…
İşte siz şimdi modasınız arkadaşlar;
Birer İspanyol paçasınız…
O koltukları kaptırdığınız anda,
Gülecekler size…
Yok hükmünde olacaksınız…
İnanın şehirde dolaşamayacaksınız,
İnsanların yüzüne bakamayacaksınız…
Yaptığınız kötülükler kabusunuz olacak…
Ama şimdi modasınız,
Geçmek üzere olan bir moda…
Yani rafta indiriminiz başladı,
Henüz geçmemişken,
Ve su akarken,
Doldurun küpünüzü…
Klasikler mi;
Onlar her daim vitrinde olacaklar…
O yemektekiler gibi…
30’lar 300’ler 3000’ler 30000’ler…
İşte onlar klasikler…
Neden mi klasik onlar;
Topla hepsinin partiye verdiği zararı,
Çarp 1000’le;
Sadece Çavuşoğlu’nun talimatla
Partiye verdiği zararı veremez…
Ha bu arada vekiller ne mi yapıyor;
Hüseyin Yıldız finalin farkında,
Afyon’dan gelemiyor,
Son altın vuruşlarda…
Evrim Karakoz partide etkin;
Çalışıyor ama sesini yükseltmiyor…
Süleyman Bülbül partide
Etkin değil ama sesini yükseltebiliyor,
En azından adaletsizliğe haykırabiliyor…
Bülent Tezcan’mı;
Yıllar önce ön seçimden,
Birinci çıktığında bir köşe yazmıştım;
Aydınpost’ta
“Sevgi Kazandı”…
Yıllar sonra bak yine yazıyorum,
Sayın vekilim;
Size rağmen,
Duyarsızlığınıza rağmen,
Galesizliğinize rağmen,
Sevgi kazanacak…
Sevgi hep kazanacak…
Duyanlara duymayanlara
Sevgi Hep Kazanacak…
Yazımızı yeni mottomuz ile bitirelim;