Bir araştırmada, bir tartışmada, akıl yürütmede sonuca ulaşabilmek için gereken ilk bilgidir.
Veriler; incelenir, analiz edilir ve en son yorumlanır ya da harekete geçilir.
Bir insan için gerek hastalıkta gerekse de sağlıklı olmasında bile ilk verilere bakılarak karar verilir.
*
Geçmiş yazılarımda Aydın için hep verilere baktım.
Diğer şehirlerin verileri ile kıyasladım…
Kimi zaman yaya kaldığımızı kimi zaman da şehrimizin güçlü yönlerinin daha öne çıkarılmasını savundum.
Aydın, “şu konularda iyi, şu konularda yetersiz” dedim.
Yetersizlerde şehrin dinamiklerinin harekete geçmesini talep ettim.
*
Yeri geldi kimi zaman Aydın Büyükşehir Belediyesinin Barcelona belediyesi gibi olmasını kimi zaman da Bangladeş’te bir il belediyesi kadar yetersiz olduğunu savundum.
Ama hep verilere öncelik verdim.
*
Fakat şehirde gördüğüm ilk veri hep bir “kısır döngü”ydü…
Peki kısır döngü nedir?
“Dönülüp dolaşılıp aynı noktaya gelinen ve bir sonuç vermeyen, içinden çıkılmaz fikir veya olaylar silsilesi…”
Maddi yani belediyelerin ekonomik gücüne bakıp, “mevcut bütçede en iyisini mi yapıyor” diye eleştirmekten de vazgeçtim.
Çünkü mevcut bütçe ana etkendi.
*
Evet Aydın “içinden çıkılmaz fikir ve olaylar silsilesi girdabında” kendi halinde bir şehre dönüştü.
*
Şehrin gençleri yani Z kuşağı kafelere mahkum edildi.
Şehrin üretimine katkı koyacak gençler ise cebirden uzak yani mülakat gibi eşitsizliklerle “gelecek hayat denklemi” kuramaz oldu.
Okyanusun ortasında dünya turuna çıkmış bir tekneye konteyner gemisinden düşmüş başıboş Çin konteyneri çarpmış gibi çaresiz kaldılar.
*
Mesela Batı Gazi Bulvarı esnafının “ayakta kalmakta son günlerimiz” cümlesinin ne anlama geldiğini bilerek…
Tek derdi evine ekmek götürmek olanların sesini çıkartmadığı ya da yetki verdiği STK’nın sessizliğine kurban olduklarını gördüm işittim.
*
50 yıl önce fayton sahipleri bile bu güzergahta para kazanırken…
Atlar bile mutluyken…
Bugün taksici esnafının bile maliyetleri karşılayamadığına şahit oldum.
*
Hüzünlü bir şarkının notaları gibi…
Dürüst ve namuslu insanların sessizliğinde Aydın kaldırımlarında ilerlerken, engelli vatandaşların emekli olmasına rağmen hala çalışmak zorunda olmalarına tanıklık ettim
*
Bize isimleri daha ilkokulda öğretilen gezegenlerin bir ip gibi dizilmesinin ardındaki sözde kerameti okurken…
Marketlerde dizi dizi var olan ama asgari ücretlinin bütçesi içinde erişemediği ve çocuklarına yediremediği, gezegenler gibi isimlere sahip çikolataların dizilişleri ile bir anda teleskop gibi gözüm açıldı.
*
Sorumlu Aydın Büyükşehir Belediyesi derseniz…
Yazınıza ne övgüler, ne övgüler…
Yok sorumlu herkes, her kurum derseniz ortaya karışık eleştiriler.
Hatta
*
Zekanız…
Sadece kendi çıkarlarınız için varsa…
Yok olursunuz.
Ve de gezegenlerin dizilişinde keramet arayanlar gibi komplo teorileri kuranlar…
Aydın o kadar büyük üretim ve ihracat ile genç nüfus potansiyeline sahip ki…
Kişisel hiziplerinizle…
Memleketimin bir an önce bütün rağmenlere rağmen gelişmesine engel olamayacaksınız.
*
Son olarak.
Düdüklü tencerenin içine kim aş ya da su katıyorsa tencere öyle öter.
Eleştirilere açığım ama hadsizliğe meydanı bırakmam.
Benim için öncelik Aydın ve halkıdır.