Hasanefendi Mahallesindeki il kültür merkezi…
Depreme dayanıksız olduğu için yaklaşık 150 milyon TL harcanarak güçlendiriliyormuş.
Yanılmıyorsam Aydınlı Bakan Atilla Koç döneminde yarım kalan inşaatı başladı.
2009 yılında da Bakan Ertugrul Günay’ın katıldığı törenle hizmete girdi.
Aşağı yukarı 16 yıllık bina.
O dönem 23. dönem Akp Aydın Milletvekili olan Mehmet Erdem, bugün il başkanı.
*
150 milyon TL, yaklaşık 4,5 milyon dolar yapar.
Sadece depreme karşı güçlendirmek için bizim vergilerimiz harcanacak!
Peki o zaman yani 16 yıl önce deprem tehlikesi yok muydu Aydın’da…
Vardı.
Başta niye sağlam yapılmadı?
Hemen kuzeyinde 60 yıllık Atatürk Spor Salonu ve yolun karşısındaki neredeyse cumhuriyet ile yaşıt Gazipaşa ilk okulu sapa sağlam dururken…
*
Böyle bir yapıyı Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu inşa etse ve 16 yıl sonra güçlendirmek için belediye bütçesinden 150 milyon TL harcansaydi, Akp’liler Aydın’ı ayağa kaldırırdı!
Vay sen misin halkın parası 150 milyon TL’yi sokağa atıyorsun!
*
Hemen karşısında eski müze binası vardı.
Bir şeyler (sözde sanal kütüphane) yapılacaktı.
İhaleye çıktı.
Başladı.
Öylece yarım kaldı!
Bir para harcandı yani.
Sonra vazgeçildi.
Tamamıyla yıkıldı.
Peki arada harcanan para ne kadar?
Aydın olarak kültür ve sanata mı yatırım yapıyoruz yoksa müteahhitlere mi?
Soruyorum…
*
Dünyanın en denetimsiz ülkesinde bile böyle bir kamu binasının ömrü 16 yıl değildir.
Tralleis antik kentinin simgesi Üçgözler 2000 yıl ayakta kalırken, bizim yapılarımızin ömrü 20 yıl bile olmuyor..
2000 yıl önceki anfi tiyatrolar hala ayakta iken, bizim tiyatro salonumuz meğer olası bir depremde göçecek haldeymiş…
*
Geçen hafta yaşadığımız üzücü felaketler de gösterdi ki…
Bizim toplum olarak önce “zihniyetimizi güçlendirmemiz” gerekiyor.
*
KÜRESEL ISINMA VE AYDIN
Ülkemizde gerek “felaket iklimi” gerekse de “siyaset iklimi” nedeniyle bir şeyin farkında değiliz.
“Küresel ısınma”
Şu anda dünyada sadece 1.5 santigratlik ısınma nedeniyle özellikle Akdeniz ikliminde bulunan Aydın’da kuraklık her geçen gün biraz daha artıyor.
Bir damla su bile bizim şehrimiz için altın değerinde olacak.
*
Devam edelim.
Aydın Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından 2024 yılı verileri paylaşılmış.
İlimiz genelinde 785 dekar örtü altı olmak üzere toplam 19 bin 385 dekar alanda yaklaşık 146 bin ton domates üretimi gerçekleştirilmiş.
Örtü altı alan hesap edildiğinde toplamın yaklaşık 25’te 1’i….
*
Kişisel görüşüm.
Aydın tarımının geleceği hele hele su kıtlığının yaşanacağı gelecekte sadece incir, zeytin, kestanede ve vahşi sulamanın yapıldığı pamukta değil.
Jeotermal ile ısıtılan seracılıkta.
*
Jeotermal kaynak ile ısıtılan seralarda damlama sulama ile yapacağımız tarımsal üretim hem şehrimiz hem de ülkemiz ekonomisi açısından büyük önem taşıyor.
*
Her geçen yıl barajlardaki doluluk oranı düşüyor.
Tehlike ben geliyorum diyor.
Tarımsal sulama suyu krizi yavaş yavaş büyüyor.
*
Aydın Valiliği, ilimizin tüm milletvekilleri, büyükşehir ve 17 ilçe belediyesi, tarım ve orman il müdürlüğü, çevre şehircilik ve iklim değişikliği il müdürlüğü, DSİ ile ilimizdeki ziraat odaları, ticaret borsaları gibi sivil toplum kuruluşları yetkililerinin katıldığı geniş içerikli bir toplantı yapılsa.
“Susuzluk yol haritası” için şimdiden hazırlıklara başlanılsa, kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapılsa…
İyi olmaz mı!
Felaket gelmeden, tedbirimizi alsak ya da şimdiden hazırlıklı olup olası zararımızı en aza indirsek…
*
Net söylüyorum.
Küresel ısınmanın en çok zararını görecek bölgelerden biri Aydın’dır.
ABD başkanı Trump’ın bile Grönland’ı istemesinin nedeni sadece buradaki madenler, yeni gemi ticaret yolları ya da stratejik askeri savunma amaçlı değildir.
Bugün yüzde 80’i buzullarla kaplı dünyanın en büyük adasının küresel ısınmanın artmasıyla yaşanabilir bir yere dönüşecek olmasıdır.
50 yıl sonrasının planları yani.
**
Benzetme..
İnsan vücudunun ısısı yarım derece arttığında nasıl sağlıksız oluyorsa, Aydın’ı da aynı öyle tehlike beklemektedir.
*
Bu arada
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Aydın İl Müdürü değişti.
İzmir İl Müdürü Halit Ergin, şehrimize atandı.
Özellikle toplu kentsel dönüşüm projeleri ile şehrimizin iklim değişikliğine hazırlanmasında zor görevler bekliyor.
Bir de sadece elektrik üretimi için yeni jeotermal sahalara izin verilecek mi konusu var!
Beklentimiz…
Bu müdürlüğün daha aktif olması ve şehrimiz lehine kararlar alınmasıdır.
Siyasete konu olan İzmir Körfezinin kirliliği kadar önemli sorunlarımız var çünkü.