Ülkemizde gündem çok yoğun ve değişken.
Gündeme yetişmek, gündem hakkında sağlıklı akılcı düşünmek, değerlendirmek, hukuka uygun tartışmak ve çözüm üretmekte bir o kadar zor.
Bu durum karşısında aklı selim davranma refleksi ortadan kalkmış, özellikle siyaset arenasında bir sinir sıkışması ile birlikte tarafların siyaset stratejileri kapsamında bir savaşın olduğunu görüyorum. Bu ortam nereye evrilecek, sonuçlanacak bekleyip görelim. Ama gidişat hiçte açıcı değil.
Neden yeniden yazmaya karar verdim. Çok Değerli Kardeşim, Aydın Belediyesinde halef- selef, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığında ise Daire Başkanı ve mesai arkadaşım olan İbrahim GÜRDAL emekliliğini müteakip Aydın 1923 TV yönetimini devir alarak, medya platformuna giriş yaptı. Hem de bu girişi çok hızlı oldu ve Aydın ilinde büyük bir etki yarattı ilgiyle takip ediyorum.
İbrahim Kardeşimin Emekliliği hayırlı olsun. Medyada uzun soluklu, etkili başarılı bir yayın hayatı diliyorum.
Yayın hayatına başlamasını müteakip şahsıma köşe yazısı yazmam konusunda teklifte bulundu. Başlangıçta bu teklife biraz sıcak bakmadım, tereddütler yaşadım. Çünkü; artık ortam öyle bir hal almış ki; düşünceye, eleştiriye hiç tahammül kalmamış. Bir şey yazıyor, çiziyorsunuz. Bunları üzerine alınanlar, yazdıklarınızdan dolayı size düşman olan tavır alanları görüyorsunuz. Fake (sahte) hesaplardan hiçte ahlaki ve etik olmayan saldırılarla karşılaşıyorsunuz.
Hal böyleyken tüm bunları analiz ederek hukuka uygun, adil, tarafsız bir şekilde yazılar yazmaya karar verdim.
İbrahim GÜRDAL ile birlikte çalıştığımız dönemde; her türlü sorunlarımızı paylaştık birbirimize destek olduk. Büyükşehirde yükü en ağır olan, büyük bir stres içerisinde çalışan, siyasi ve bürokrasi konularında Başkanlık makamına en yakın olan, her an, her konuda aranan, sorunlara çözüm bulması istenen bir kişiydi.
Bazen hayretler içinde kalırdım. "İbrahim bu kadar yükü, stresi nasıl kaldırıyorsun" diye sorardım. Onun her zaman verdiği klasik, bir o kadar da klişeleşmiş bir cevabı vardı. " Hallederiz Başkanım"
Özellikle 2014 yılında Büyükşehir Belediye seçimlerinde birlikte çok analiz yaptık, sahada olduk, saldırılara maruz kaldık, birçok kesimin hedefi haline gelmiştik.
Bu durum daha sonraki seçim süreçlerinde ve çalışma dönemimizde de devam etti.
Şahsım olarak bana yapılan saldırılar ve müdahil olduğum işler nedeniyle birçok davalar açıldı. Bu davalarla yalnız başıma uğraştım. Hiçbir kimseden, makamdan destek almadım. Davaların ne oldu diye merak eden soran bile olmadı. Şükürler olsun bunların hepsi ile yalnız başıma mücadele ettim, başa çıktım.
Hatta şu an yazarken gülümsüyorum. 2019 Yılı seçimi öncesi uğradığım bir saldırıdan sonra oyların yüzde kaç arttığı hesabını yapan, bunu gülerek yüzüme söyleyen kişiler oldu. Çok şaşırmış ve etkilenmiştim. Bu duruma rağmen Beni göreve davet eden, ısrarla benimle birlikte çalışmak isteyen, göreve başlamadan önce ve sonra beni ailesinden biri olarak gören Başkan ÇERÇİOĞLU'nun bu yaklaşımı karşısında aile hayatımdan, özel hayatımdan feragat ederek, aileye leke gelmesin diye büyük bir fedakârlık ve özveri içerisinde çalışarak aileye leke sürmedim, getirmedim.
Başkan ÇERÇİOGLU"nun burada hakkını teslim etmem de gerekir. Her zaman bana büyük bir saygı ve nezaketle yaklaştı. Bana yaptığım her işte güvendi, inandı. Büyük bir inisiyatif içerisinde çalışmamı sağladı. Bunları asla inkâr edemem. Bende her zaman onun bana olan güvenine layık olmaya çalıştım.
Gün geldi emekli oldum. Neden, niçin emekli oldum, edildim. Bunların bu zamanda tartışılmasının hiçbir anlamı yoktur. Benim için orada olan orada kalmıştır.
Emekliliğim sonrası Büyükşehir yönetimi, bürokratları ve çalışanları tarafından büyük bir nezaket, saygı ile uğurlandım. Bu konuda minnettarım.
Bundan sonra değişik konulardaki yazılarımla siz değerli okuyucularımla birlikte olacağım. İbrahimi kıramadım. Yazmaya karar verdim.
Sonuç olarak şunu da açıkça belirtmek isterim. İbrahim Kardeşimin kurum ve kişiler hakkındaki düşünce ve yorumları kendini bağlar. Her konuda onunla hem fikir olmayabilirim, ona karşıda olabilirim.
Benim sosyal ilişkilerim, dostluk ve arkadaşlıklarım her zaman bir vicdan ve hukuk süzgecinden geçer. Kişi ve kurumların etkisinde kalmaz.
Herkes yerinde sağ olsun.
Saygıyla, sevgiyle kalın.