İstiklal marşımızı ezberlerdik eskiden, " Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şuheda, canı cananı bütün varımı alsada Hüda etmesin tek beni vatanımdan cüda “
Biz sıcak odalarımızda, çorbamızı içerken, postalları kara bulanmış, her nefesi soğuktan duman olup havaya karışan, soğuktan onu koruyan giysilerinin içinde sürünerek sadece vatanını düşünen vatan toprağında yaşayan bizlerin rahatı, refahı için ölümü göze alan bir cesur yürek daha şehit oldu.
Germencikli Eczacı Savaş Yetişen’in oğlu Binbaşı Murat Kemal Yetişen yüreğimizi yaktı. Annesi, babası, eşi, kızı en çok da onların yandı. Unutmayacağız diyerek toprağa verdiğimiz onlarca şehidimiz gibi son görevimizi yapmak üzere Bey Camii’de toplandık. Naşı törenle omuzlar üzerinde götürüldü.
Ruhu şad olsun.
Aydın’ı Aydın yapan şanlı geçmişimizin tarihi anıtını 8. Günde yeri gelmişken yazmak istiyorum.
ŞEHİTLER ABİDESİ. Atalarımızı, Kuvai Milliye kahramanlarımızı ve birkaç gün önce melek olan şehidimizi hatırlatan gözümüzün önündeki tarih: ne yazık ki bazı vicdansız, geçmişini bilmeyen köksüz insanlar tarafından özellikle yazın seçim konuşmalarında,kutlamalarda , konserlerde plastik sandalyeler üzerinde seyirlik olarak kullanılmakta yada şehitlik basamaklarında bir de çiğdem yiyerek çöpünü bırakarak hoş olmayan görüntüler e neden olmaktalar. Oysa hem geleneklerimizde, hem ahlaken ve dinen kaybettiklerimize saygımız büyüktür.
Şehitler Anıtı; 28-30 haziran 1919 tarihinde üç gün aralıksız süren savaşta Yunanlar, Süleyman Bey camii ( Bey camii ) şerefesine tüfekler ve askerlerini yerleştirirler. Kuvayi Milliyeci’lerimiz ve zeybeklerimiz de Kozdibinden, Cumhuriyet caddesinden, Ağaçarasından, Turan caddesinden ilerleyerek camiye doğru gelirler. Ancak efelerimiz, şimdiki abidenin orada ateş yağmuru altında kalırlar.
Bu anıt, gelecek kuşaklarımıza dedelerinin kanları ile sulanarak düşmandan alındığını göstermek, hatırlatmak için 1926 Yılında dönemin Belediye Başkanı Emin Arkayın’ın mecliste anıt dikilmesi kararını çıkartmasıyla dikilir. Anıt 1927 yılında biter büyük bir törenle saygı duruşu ve kurbanlar kesilerek açılır. Anıtın dört yüzüne şunlar yazılır
“ Burası İstiklal ve Hürriyeti için şehit düşen mukaddes Türklerin mabedidir.
Burası İstiklal tarihini kanı ile yazmış Türkün mabedidir.
Burası, bağrı yanık ninelerin öksüz ve yetim çocukların memleketidir. Onları unutma.
Ey zair, bu abidenin önünde dur.
Vatan için aşk ve rüyalarına veda etmiş kurbanları düşün. 7 Eylül 1338 "
Geçmişini bilmeyen milletler tarih yazamazlar. Yerel tarihimizi bilmeden, iyileştirmeden, bize birakılan kültüren mirasımızı ve değerlerimizi görmezden gelerek “O Şehirliyim” demek ne derece doğru?
Şimdi iç sesinize şu soruyu sorun : “ Her gün önünden geçtiğim bu anıtın üstünde yazılanlar için ben ne yaptım ?” Yapmadıysanız geç kalmış sayılmazsınız.
Örneğin: Efeler Kent Konseyi Kültür Komisyonu : Bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları için konferanslar düzenleyebilir, şehitler abidesi videosu hazırlanarak meydandaki Uğur Mumcu parkında dönüşümlü ekran görselleri ile dikkat çekmeli, abideye çıkmak isteyenler uzaklaştırılmalı, anonslar yapılmalı.Bu Aydında yaşayan herkesin, şehitlerimize olan borcudur...
Sevgiyle kalın.
Kaynak: H. Hilmi Bayındır ve H. Fehmi Poyrazoğlu Aydın / 1966