Aydın Kültür ve Sanat Derneği “Sümerbank Işığında Desenlerin Dansı” temalı tasarım yarışması düzenliyor. Yerelde ve ulusalda yoğun ilgi gören yarışma için Sümerbank kumaşları hünerli ellerde şekillenip, sergi ve defile için Kültür ve Sanat Derneğinde hazırlanıyor.
Bu etkinlikle konuşmacılar Atatürk’ün vizyon ve misyonuyla yokluk ve yoksulluk yıllarımızda bir ilçenin nasıl kalkındığını, bölgenin ekonomisinin düzeldikçe halkın refah seviyesinin düzeldiğini, özgün bir fabrikayı anlatacak.
2000 ve sonrası doğan çocukların ne yazık ki tanık olmadığı, okuyunca masal sandıkları bir fabrikadır Sümerbank. Bilenler için ise;
Sümerbank demek, Bir uyanışın sembolü,
Sümerbank demek, “Atatürk modeli fabrika “demektir.
Sümerbank demek, sadece üretim yapılan yer değil, Arge çalışmalarının yapıldığı laboratuvar, bir okul her türlü sanat ve spor alanlarına sahip bir kültür kompleksi kısaca yüksel yaşam standardı demektir.
Nazilli Sümerbank demek; genç Cumhuriyetin özgün- sosyo ekonomik projesi demektir.
Sümerbank demek Atatürk’ün İktisat Kongresi açılış konuşmasında “milletimiz İnsanca yaşamanın nelere bağlı olduğunu öğrensin ve hep o yola dökülsün “ felsefesinin başladığı yer demektir.
Sümerbank demek, Türkiye Cumhuriyeti ve Nazilli’nin çiçekleri asla solmayacak demektir. Çünkü Sümerbank kapatılmadan önce bu çiçekler, Azra Akın’ın Londra’da “Dünya Güzeli” seçildiğinde üzerindeydi. Akın’ın, Dünya güzelliğinden çok Modacı Cemil İpekçi’nin diktiği üstündeki elbise konuşulmuştu. Azra Akının üzerindeki elbise Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası pazeniydi.
Sümerbank kapatılmasaydı gerçekten dünya bizi kıskanırdı. Neden mi? Atatürk 1931 yılında Aydın-Nazilli’ye geldiğinde halk bir fabrika ister. Atatürk, menderes ovasının zenginliğine zenginlik veren pamuğu göz önünde tutarak 5 yıllık kalkınma planına Sümerbank fabrikasının kurulmasını alır. Fabrika, Türk –Rus ortak yapımı olarak narenciye karşılığı Ruslara yaptırılır. 1937 yılında Atatürk, Celal Bayar, İsmet İnönü, Mareşal Fevzi Çakmak ve Afet inanın olduğu kalabalık bir grupla açılışı yapar. Fabrikadaki makine sesleri onu keyiflendirir ve “İşte halka refah getirecek sesler “der. 1930-40 yıllarının şaşırtan fabrika özelliklerine gelince;
Fabrikada; balolar, danslar partiler düzenlenir, 1930 yıllara kadar hiçbir toplantıya katılmamış halk fabrikanın organize ettiği balolarla sosyalleşir. Özellikle kadınlar ön plana çıkmaya başlar.
12 bin kişinin yaşadığı Nazilli’de Sümerbank yerleşkesinde 700 kişilik sinema salonu açılır. 2 defa memurlara 2 defa işçilere 2 kez de ustalara olmak üzere haftada altı kez film gösterilir.
Halkı bilinçlendirmek amacıyla Sümer Halk evi kurulur. Bu, bir fabrikanın bünyesinde açılan ilk halkevidir. Halk evindeki oyunlar için sahne kurulur ve gösteriler yapılır.
Sümer Halk Evi biçki dikiş kursları açarak, genç kızların meslek sahibi olmasını sağlar. Halk evi civar köylere geziler düzenleyerek, köylülerin sorunlarıyla ilgilenir, köylere ilaç ve sağlık elemanı gönderir.
Fabrika çalışanları çok sesli Müzik korosu kurarlar. Ve bu koro Aydın, Nazilli, Denizli illerinde konserler verir. Fabrikada molalarda Dünya klasikleri dinlenir. Beethoven dinleyen işçileri hayal edebiliyor musunuz?
Radyosu, pianosu, ressamları vardı. Ressamları Nazilli ve çevresinin resimlerini yaparlardı. heykeltraşların heykelleri mevcuttu.
Fabrikanın spor kulübü vardır ve birçok branşta sporcu yetiştirmişti. Toplumsal eğlenceler tertiplenir, bisiklet, paten yarışmaları yapılır, güreş, voleybol sahaları alttan ısıtmalıydı.
Bitmedi; Fabrika halka ücretsiz basma dağıtır. İşci haklarına saygılıydı. İşçilerin yardım sandıkları, hastaneleri vardı. Okulu vardı. Sümer İlkokulu adı verilen bu okul 980 öğrenciye hizmet verirdi.
Kreşi, lojmanları vardı. Lojmanda kalamayan işçi ve memurlar için Nazilli ile Sümerbank arasında Gidi Gıdı treni çalışırdı.
Fabrika bünyesinde alışveriş yapılan satış kooperatifi, fırını, kantini vardı.
Fabrikanın dökümhanesi, marangozhanesi, kaynak yapan atölyeleri, kendi elektriğini kendisinin ürettiği elektrik ve su ihtiyacını karşılayan santralleri hizmet vardı..
Vardı, vardı, vardı…
Öyle ki bu model Köy Enstitüsü kuranlara esin kaynağı olmuştu..
Atatürk Sümerbank modeli 4 dörtlük yaşam alanlı fabrikalardan yurdun her köşesine yapmayı planlıyordu. Ne yazık ki ömrü yetmedi.
Bu muhteşem tesisin başına gelenler beni hep ağlatır. Çünkü yok oldu.
Ülkemizde yaygın halde bulunan Sümerbank tesisleri bir ara Garipoğlu Şirketler grubuna, sonra TMFS’ye ardından OYAK’a… Sümer Holding bünyesinde 2002 yılına kadar sürdü geçişler. 60-70-80 yıllarında Sümerbank mağazalarında satılan Sümerbank eşyaları, basmaları evlerimizde yerini alıyordu. Çocukların doğumunda alınan alt bezi ve kundaklık kumaşlarla başlardı serüvenimiz. Okul çağında önlükle, ayakkabı, kaban, mantoyla sürer ve evlenme çağında çeyizliklerle devam ederdi. Erkekler damatlıklar, asker çamaşırları ile Anadolu’da her evde Sümerbank’ı görmek mümkündü. O yıllarda her evde büyüklerimizin sandığı olurdu. Sandıklarında üç günlük dünyanın üçüncü günü için 7 metre beyaz, pamuklu Sümerbank kumaşı mutlaka bulunurdu, doğumdan, ölüme yaşantımızda ne çok yer almıştı.
Bugün lojmanlar yıkılmış, makinalar çürümüş, tren çalışmıyor. Kurtulan bölümlerinde Adnan Menderes Üniversitesi hizmet veriyor.
Sümerbank; “Mal sahibi, mülk sahibi hani bunun ilk sahibi” diye ağlıyor.
Nazilli Ticaret Odası ve Prof. Dr. Tuncay Ercan Sepetçioğlu’nun youtube videoları bu yolculuğumda bana eşlik etti.
Sevgiyle kalın.